Öğrenilmiş Hayatlar - Libertine

Öğrenilmiş Hayatlar

 Bu hayatı ben mi yaşadım ?  Gerçekten yaşadığım hayat bana mı ait yoksa var olduğumdan beri çevremde oluşan tüm etkenlerin bir ürünü mü ?  

Malesef bu sorunun cevabı yaşadığımız hayatın aslında bize ait olmadığıdır. Doğduğumuz andan itibaren beynimiz, bedenimiz, ruhumuz sürekli olarak birşeylerden etkilenir. Bu etkilerin sonucunda bizim paradigmamız oluşur. Paradigma ya da bilinç altı diyebilriz. Belli bir yaşa gelene kadar çok mantıklı tutarlı ya da uygulanabilir ciddi düşüncelerimiz olmaz daha doğrusu tam anlamıyla bize ait düşüncelerimiz olmaz. Belli bir algılama seviyesine ulaştığımızda kendi fikirlerimizi üretmeye başlarız ancak artık çok geçtir çünkü bilinç altında değiştirilmesi çok zor olan bir hayat tarzı, davranışlar bütünü oluşmuştur. Bu öğrenilmiş hayattır.

İstediğin kararı alabilirsin, istediğini düşünebilirsin ancak bunların hiç birini kalıcı olarak uygulayamazsın, bilinç altın sen konfor alanından uzaklaşma diye elinden geleni yapacaktır. Örneğin spor yapmaya karar verdin, bir kaç gün spor yaptıktan sonra beynin sana bunu yapmak istemediğini söyleyecek, çeşitli bahaneler üreterek ara vermene ve sonunda bırakmana neden olacak. Eğer spor yapmak gibi bir alışkanlığı edinmiş olsaydın bilinç altın bu konuda sana engel olmayacaktı ancak sen çevrenden spor yapmak gibi bir alışkanlık edinmedin. Bir başka örnek verelim yaptığın işten memnun olmasan bile cesaret edip işi bırakamazsın, tabi ki bu durumda iş bulmanın zorluğu da var ancak normal şartlar olsa bile beynin sana konfor alanından çıkmamanı söyleyecekti, kötü de olsa alıştığım iş gibi bahanelerle her zaman istifanı erteleyecektin. Alıştığın hayat konfor alanındır çünkü sürpriz olmaz ne olacağını bilirsin ve stres azdır. Ancak yeni şeyler strese neden olur. Beynin bunu bildiği için seni her zaman yeniliklere kapatır bu nedenle gelişimine engel olur ve gelişim yoksa iyileşme de olmaz, ne kazancında ne de hayat kalitende bir iyileşme olmaz.



Öğrenilmiş hayattan kastım ise şudur, çevremizden öğrendiğimiz bir yaşam tarzı vardır. Eğer varlıklı bir ailede dünyaya geldiysen daha elit bir hayatı öğrenirsin yüksek kazanç nasıl elde edilir öğrenirsin. Bir keresinde haberlerde zenginliğin genetik olduğuna dair bir iddia ortaya atıldığını görmüştüm bu iddia doğru sayılabilir çünkü büyük paralar kazanmak için büyük paralara ve o parayı nasıl kullanacağınızı öğrenmeniz gerekir. İşte; eğer büyük paraları yöneten, büyük işler yapan insanların içinde yaşıyorsanız çevrenizin size etkisi bu olacaktır, sizin öğrenilmiş hayatınız bu olacaktır. 

Tabii eğer bir memur, işçi, küçük esnaf gibi normal bir kazanca sahip ailenin çocuğu olarak dünyaya geldiyseniz öğreneceğiniz şey, orta gelir düzeyinde nasıl geçinilir olacaktır. Zaten bunu her tanıştığınız insanda fark edebilirsiniz her kişi çevresinin izlerini taşır. 

Sanatçıların çocuklarına bakın genelde onların da sanatçı olduklarını rahatlıkla görebilirsiniz. Sadece sanatçılar için değil genelde pek çok insan ailesinin mesleğini devam ettirir. Bu öğrenilmiş hayattır. 

Coğrafya kaderdir derler ya, işte oradaki coğrafyadan kasıt çevresel etmenlerdir.

Paradigma için kültürdür de diyebiliriz. İnsanların paradigmaları vardır, ülkelerin, şirketlerin, ailelerin de paradigmaları vardır. Örneğin sizin aileniz, evcil hayvan beslemeye karşı değilken bir arkadaşınızın ailesi ev içinde hayvan beslemenin hijyenik olmadığını düşünerek buna karşı çıkabilir. Bu basit şey bile tamamen çevresel etkenlerden kaynaklanır. Arkadaşınızın ailesinin ebeveynleri de evde hayvan beslenmesine karşıydı büyük ihtimalle. Veya sizin ailenizin ebevynlerinin evinde bir hayvanı vardı. 

Ülkelerin paradigmalarını kolaylıkla algılayabilirsiniz. Örneğin Almanya ile Türkiye' yi kıyaslayın; kuralları, insanların yaşam tarzları, yasaları, ayıpları, ahlakları, işleri eğitimi her şeyi tamamen farklıdır. Bunun sebebi de bu güne kadar öğrenilen hayatın farklı olması sebebidir. 

Paradigmayı değiştirmenin bir yolu var mı ? Bir kaç yazıda bunu değiştirmenin mümkün olduğunu yazmışlar, yapacağın işleri  yazarak ve tekrar ederek bilinç altını buna programlarsan paradigmanı değiştirebileceğini söylüyorlar. Bu şekilde bilinç altını ikna etmiş olacaksın ve o da sana engel olmayacak denmiş. Ancak paradigmayı değiştirmenin bu kadar kolay olacağını sanmıyorum açıkçası denediğimde de başarısız oldum, sabah kalkacağım saati yatmadan önce bir kaç kez tekrar edersem o saatte uyanıyorum ancak paradigma bundan ibaret değil. Öğrenilmiş hayatı değiştirmek ciddi bir süreç ve güçlü bir irade ister. 

Konfor alanımızdan çıkmazsak asla ilerleyemez asla hedeflerimize ulaşamayız. Gelişim göstermek, daha kaliteli bir hayat yaşamak, daha iyi kazanmak için stresli olan yola girip kendi sınırlarımızı zorlamalıyız.

Son olarak; kendi hayatlarını değil de çevresel etkenlerin ürününü yaşayan insanlar yaşlandıkça daha sinirli, mutsuz ve aksi insanlar haline gelirler. Çocuklardan nefret ederler, gülüp eğlenen kimseyi görmek istemezler. Çünkü geriye dönüp baktıklarında kendine dair bir şey bulamazlar. Bu o kişiler için çok üzücüdür. Koca bir hayatı heba ettiğini anlarlar ama artık olan olmuştur. Eğer sizde şu an da geriye baktığınızda bunu görüyorsanız daha geç olmadan bir şeyleri değiştirmeye başlasanız iyi olur.

Yorum Gönder

0 Yorumlar