Eğitim Hayatı İçin Tavsiyeler - Libertine

Eğitim Hayatı İçin Tavsiyeler

Hızlı Geçen Yıllar

Zaman o kadar hızlı geçiyor ki 10 yıl önceki günler dün gibi gözümün önünde. Hayatım keşkelerle dolu, zamanın bu kadar hızlı geçtiğini bilseydim boşa harcamamak için elimden geleni yapardım. 

Bu yazı çok başarılı bir öğrenci ya da eğitim hayatını iyi değerlendirmiş birisinin önerileri olarak değil tam tersi eğitim hayatını boşa harcamış bir kişinin önerileri olacak bu nedenle de kayda değer. Sizlere eğitim hayatımda yapmadığım için pişman olduğum şeylerden bahsedeceğim.


Ah Keşke...

O kadar çok şey var ki ah keşke dediğim, nereden başlasam bilemedim. 

Öncelikle her insanın yaşam şartları farklıdır ve bu nedenle her insan farklı imkanlar çerçevesinde farklı karakteristik özelliklere bürünür. Bazıları çok çabalamak zorunda kalmadan kendini geliştirecek imkanlar bulabilirken bazıları ise çok çaba göstermelerine rağmen bir türlü bu imkanlara ulaşamayabilir. Bu hayatın getirdiği birşey. Bana göre hiçbir insan büründüğü karakteri kendisi yaratmaz, tamamen doğal bir süreçtir. Bu kendi başarısızlıklarım için kullandığım bir mazaret gibi görünse de gerçek düşüncem bu şekilde. Bu yüzden başarı ya da başarısızlık durumlarımızda büyük tepkiler göstermemeliyiz sonuçta başarı ya da başarısızlık hiç birisi tamamen bize ait değil. İnsanı insan yapan binlerce etmen var.


Pişmanlık 1

En çok üzüldüğüm ve en çok duyduğum pişmanlığım, çok vaktim olmasına rağmen hiç kitap okumuyor oluşum. Ah keşke okuma yazma öğrendiğim andan itibaren kitap okusaydım.  

Eğer bu yazıyı okuyan bir lise yada ortaokul öğrencisi iseniz şu anda inanılmaz boş vaktiniz var okuyabildiğiniz kadar kitap okuyun. Ne tür okuduğunuzun hiç bir önemi yok, her kitap birşey katar. En kötü yazardan bile birşey öğrenebilirsiniz. Eğer vaktim yok sınavlara çalışıyorum diyorsanız, emin olun kitap okumak sınav başarınızı da arttırır. Okuduğunuzu çok daha kısa sürede anlar ve daha iyi odaklanırsınız. Üniversiteye başlamadan önce fazla kitap okumuyor olmam en büyük pişmanlığım. Üniversitede kitap okumaya başladım ve arkası da kesilmedi. 

Kitap okumanın etkilerini anlatamam çok karmaşık bir durum ama şu şekilde benzetebilirim; Yukarıda insanı insan yapan etmenlerden bahsettim, hani herkesi farklı karaktere büründüren çevresel faktörler ve kişinin yaşam koşullarından, işte kitap okumak bu etmenleri genişletmenizi sağlar, gerçek hayatta asla göremeyeceğiniz şeyleri bir kitapta görebilirsiniz ve bu sizin düşünce yapınızı etkileyebilir. Peki film izlediğimizde de bu olmazmı?  Hayır her ne kadar filmlerde de gerçek hayatta göremeyeceğiniz pek çok şey görseniz de kitap okurkan gördükleriniz ile aynı etkiyi bırakmaz. 

Dikkat ettiyseniz kitap okurken gördüğünüz dedim, evet insan kitap okurken birşeyler görür ve bunu film izlerken gözleriyle gördüğü gibi görmez zihniyle görür, kafanda okuduklarını şekillendirirsin, zihninde canlandırırsın. Filmde gördüğün pekçok şeyi fark bile etmezsin bürsürü detayı es geçer beynin, bu nedenledir ki bazı iyi yapım filmleri tekrar izlediğinde yeni şeyler keşfedersin bu iyi yapım filmler genelde kitap uyarlamasıdır. Kitaplarda detayları es geçemezsin çünkü kitaplar metin olarak hazırlanmış birer üç boyutlu görsel gibidir, her kelime bir noktayı temsil eder, kafanda noktaları kordinatlarına yerleştirirsin ve sonunda kafanda üç boyutlu bir görüntü canlanır. Aynı kitabı okumasına rağmen bir kitapta bahsedilen bir odayı her insan farklı hayal edebilir çünkü kitaplar buna müsade eder bazı kısımlar sizin hayal gücünüze kalır, belki en güzel kısmı budur, kitabı okurken kendi hayal dünyanda kaybolur gidersin.

Lise veya ortaokul öğrencisi iseniz diye başladım çünkü üniversiteye giden herkesin kitap okuduğunu var sayıyorum, eğer üniversiteye gidiyor ve kitap okumuyorsanız en kısa zamanda başlamanızı öneririm. Aksi halde kendiniz ile çelişiyor olursunuz.


Pişmanlık 2

Gelelim bir diğer pişmanlığıma; keşke lisede her gün bir ingilizce kelime öğrenseydim. Dedimya zaman gerçekten çok hızlı geçiyor, eğer liseden başlayarak her gün yalnızca bir ingilizce kelime öğrenseydim şu anda inglizce sorunum yoktu. Aslında bu çok basit birşey ama insan o yaşlarda bunu kavrayamayacak kadar genç ve deneyimsiz oluyor.

Zaten eğitim sistemimizinde buna benzer bir sorunu var, bizlere ne ilk okulda ne lisede ne de üniversitede hiçbir şeyi nedeniyle veya mantığıyla öğretmiyorlar. Bence her çocuğa yaşının kavrayabileceği kadar bilgi ve bu bilgileri de ezber değil de mantık çerçevesiyle öğretseler eğitim biraz daha iyileşir. 

Neyse ingilizce sorunum hala devam etmekte ama artık aklım başıma geldiği için kelime öğrenmeye devam ediyorum sürekli, kısa ingilizce hikayeler okuyorum yada kitap okuyorum ama sürekli olarak ingilizce birşeyler okuyorum. Size tavsiyem boş vaktinizin çok olduğu bu eğitim döneminde buna gerekli önemi verin yoksa benim gibi işe başladıktan sonra kalan az zamanınızı buna harcarsınız.

Üniversite yıllarınızda biraz fazla zaman ayırsanız 4 yıl ingilizcenizi geliştirmeniz için fazlasıyla yeter ama malesef ben bunu yapmadım. O zamanlar oyun oynayıp arkadaşlarla takılmak daha cazip geldi, halbuki günde 1 yada 2 saatimi buna ayırsam gene arkadaşlarımla takılacak fazla fazla zamanım kalırdı.


 Pişmanlık 3

Üniversitede boş boş takılmak sürekli oyun oynamak ve sadece sınav dönemlerinde okul ile ilgilenip iyi çalışıp dersleri geçmek. Kötü bir öğrenci değildim, sessiz sakin biraz çalışkan, notlarım gayet iyiydi, iyi bir ortalama ile okulu bitirdim amaa...  Ama işte üniversite bunlardan ibaret değil, ve ben bunu okulu bitirdikten sonra anladım. Üniversitede bol bol kulübe üye olmak çevre edinmek lazım, mümkün olduğunca fazla projede yer almak mümkün olduğunca fazla iş yeri ile tanışmak lazım. Okulunuzda eğitimi verilmesede alanınızla ilgili daha fazla bilgi edinmeniz ve kullanılan pc programlarını öğrenmeniz lazım, okulunuzda eğitimi verilmiyor diye alanınızda kullanılmadığı anlamına gelmez, sizin sektörünüzü iyi araştırmanız lazım. İmkanınız varsa kurslara gidin, ücretli ücretsiz her kurs ileride işinize yarayacaktır. Aldığınız her sertifika avantajdır. İşte ben bunların hiç birini yapmadım ve inanın pişmanlık duydum duyuyorum.


Pişmanlık 4

Son olarak da eğlenmeyi bilmediğim için pişmanım, bilgisayar oyunu oynayıp en güzel yıllarımı odamda geçirdiğim için pişmanım. Eğitim hayatı için tavsiyeyle ne alakası var diye soruyorsanız eğer, hayatınızın en eğlenceli yılları eğitim hayatınızdaki yıllar olacak bu yüzden eğlenmeyi iyi bilin, size berduş olun demiyorum ama kaliteli zaman geçirmeyi bilin. Ben bunun kıymetini bilemedim, ayrıca iyi düzenlenen organizasyonlar sosyalleşmek ve eğlenmek için en iyi ortamlardır bu çevrenizi genişletmek için de iyi bir fırsattır. Her çağrılan yere yok ben gelmem demeyin, ben böyle yapıyordum ve pişmanım. 

Eğitim yıllarımda yani en güzel yıllarımda aptalca şeyleri kafama takıp üzüldüğüm için, gereksiz bunalımlara girdiğim için pişmanım. Hayat üzülmeye değmeyecek kadar kısa.

Size ait en çok zamanınız çocukken olur, hiç bir sorumluluğunuz yoktur tüm zaman sizindir dilediğiniz gibi harcarsınız. Biraz büyüdüğünüzde küçük sorumluluklarınız olmaya başlar, ödevler, evle ilgili küçük sorumluluklar ve zamanınızı kaybetmeye başlarsınız. Ardından biraz daha büyürsünüz ve bir işe girersiniz, artık zamanınızın çoğunu aylık bir ücret karşılığında bir iş verene satarsınız, size ait çok az zamanınız kalmıştır.

Zamanınızı iyi değerlendirin, çünkü kendinize ait zaman yıllar geçtikçe azalacak.

Yorum Gönder

0 Yorumlar